Okul çağına gelen çocuklardan (72 ayını doldurmuş) ailelerin ve öğretmenlerin beklentisi okumayı öğrenmeleridir. Okuma becerisini kazanmak bireysel farklılıklar nedeniyle çoğu zaman aynı zaman dilimi içerisinde olmamaktadır. Okumayı öğrenmede zorluk yaşayan çocuklar farklı nedenlerle bu beceriyi kazanmakta güçlük yaşarlar. Okumaya engel olabilecek nedenler bireyden ve/veya çevreden kaynaklanabilir.
Çevreden kaynaklanabilecek engeller;
Bireyden kaynaklanabilecek engeller;
Okuma güçlüğünün nedenlerinden biri olan disleksi dinleme, konuşma, okuma, yazma, matematik, mantık yürütme, organizasyon becerileri gibi alanları etkileyen nörolojik temelli bir bozukluk olarak tanımlanmaktadır. Türkçede “özel öğrenme güçlüğü” ve “özgül öğrenme güçlüğü” olarak kullanılan öğrenme bozukluklarını tanımlamak için dünyada birden çok terim kullanılmaktadır. Bu alanda terminolojik bir karmaşa olsa da asıl anlamı okuma bozukluğu olan “disleksi” dünyada hem özel öğrenme bozukluğunun genel ismini hem de alt tiplerinden biri olan okuma bozukluğunu ifade etmek için kullanılmaktadır.
Disleksi kaynaklı okuma güçlüğünün bazı belirtileri şunlardır:
Disleksiyle ilgili bu belirtiler genellikle okul başlangıcıyla görülmeye başlanmaktadır. Ancak bu belirtiler normal çocuklarda da bu dönemde görülebilir. Fakat ilk dönem sonrası bu belirtilerin devam etmesi ciddi disleksi şüphesini düşündürmelidir ve çocuğunun ayrıntılı bir değerlendirmeden geçirilmesi gerekmektedir.
Neler Yapılabilir?
Disleksinin herhangi bir tedavisi bulunmamaktadır ve geçmemektedir. Ancak psiko-pedagojik terapi, uzmanlar tarafından her bireye özgü bireysel eğitim gibi müdahaleler bireyin disleksi kaynaklı akademik ve duygusal-sosyal zorlukların üstesinden gelmesi için elzemdir. Uzmanlar tarafından verilen bireysel eğitimlerde fonolojik farkındalık, algı, dikkat, bellek çalışmaları gibi çalışmalar yapılmaktadır.
Fonemlerle ilgili bir sorun olan okuma bozukluğunda profesyoneller tarafından verilen fonolojik farkındalık eğitimi okuma ile ilgili yaşanan sorunların çözümünde önemli katkı sağlamaktadır. Fonolojik farkındalık, konuşma seslerini tanıma, bir kelimeyi oluşturan sesleri tanıma becerisidir. Kısaca konuşma ya da yazılı metinde cümle, sözcük, hece ve sesleri çözümleyebilmek, gerektiğinde yeniden harmanlayarak yeni birleşimler oluşturmaktır. Yapılan araştırmalarda fonolojik farkındalık ile okuma ve yazma arasında anlamlı ilişki olduğu saptanmış ve okuma güçlüğünün temelinde zayıf fonolojik farkındalık becerilerinin yattığı anlaşılmıştır. Ayrıca, çocuğun gelecekteki okuma başarısında yaş, zeka düzeyi, sosyo-ekonomik düzey gibi değişkenlerden ziyade fonolojik farkındalık becerilerinin etkili olduğu saptanmıştır.
Aileler çocuklarına özel disleksi merkezlerinde aldıracakları akademik destek dışında evde eğlenceli etkinliklerle çocuklarının okuma becerilerini geliştirebilirler. Sesleri çözümleme becerisi olan çocuklarla koro okuma, tekrarlı okuma, tempo tutarak okuma, ses kaydı yaparak okuma gibi etkinliklerle çocuğu sıkmadan, dikkat süreleri göz önüne alınarak düzenli olarak çalışıldığında okuma becerileri arttırılabilir. Ayrıca yapılan çalışmalar sonrası çocuğun sevdiği ödülleri vermek, sözel olarak cesaretlendirmek ve övmek çocukları okuma konusunda motive edecektir.
Bilgi almak için iletişim formunu eksiksiz doldurun sizi arayalım
BİZE ULAŞIN